Ana içeriğe atla

SIR

     Aşağı bakma,yukarı kafanı kaldırma,sokaklarda yürürken ona buna gözlerin oynayıp durmasın hele hele çeşit çeşit,renk renk giyinip dikkat çekmek bakışları üzerinde hissetmek isteyen rast geldiğin bayanlara hiç bakma.Gözlerini yum,kaldırımlara duvarlara toslamadan evine gel,yemeğini ye zıbar yat.Televizyon haber şu bu vs.izlemeyimmi?İzle izlede yanlış bilgiler veren,devlet sırlarını ifşa eden vatandaşların kafasını karıştıran,aşıyı araştıran,kaşıyan vs.haberlerden uzak dur.Hımm!!Anladım çok iyi anladım.Evet bunlara sahiplenmeli devlet sırlarını ifşa etmemeliyiz.Düşmanlarımız sabahtan akşama çok yakınız zaten bir birimizi en ufak bir hatamızla duyar eder ve hele hele şordan bir ses duyumluk mesafelerde olan Yonan(Yunanistan)fırsat bulur tüm bunları kargaşa olarak değerlendirir ve ne kadar Ada'mız varsa işgal eder üzerlerine oturur ve yemin billah eder bir daha ölsen tüm orduyu oralara yığsan mızıkçılık çıkarır kaldıramazsın.Sus birader,ayşe bacı fatma teyze sus.İbrahim,Mehmet Ali,Hayrullah,Nurullah,Aliihsan sende sus.Ne dedin,yahu biraz daha yüksek sesle söyle anlayamadım?Açmısın,eve ekmek götüremiyormusun?İşte şimdi gerçektende işkembeden attın,yalanın bu kadarınada pes doğrusu.Senin kafa şerbetlenmiş,git evine,al sana bende fazladan çay paketleri var,al al korkma al,demle ve sıcak sıcak evinde iç biraz kafandaki şerbetlenme koyuluğunu yitirsin."Şu uzun gecenin gecesi olsam anam anam sılada bir evin bacası olsam"Bu türküyü benim evreler çok iyi bilirler.Hele hele sılalara gurbetlere zorunlu kaç-göç olup köylerini yurtlarını bırakıp gidenler çok daha iyi bilirler.Otur türkülerini birem birem tek tek söyle,Kuruluş gibi dizileri survivor gibi gençlerimizin tv.başından ayrılmayıp mıhlandığı proğramları izle(Hangi gençler ben bunları bilemedim ekmeğinin peşinden koşan değil) ama devlet sırlarını sorma,araştırma,kafandan ne yapılıyor ne ediliyor diye düşüncesini bile geçirme.Evelallah öyle güzel işler yapılıyorki 2070 lerde her bir dünya ferdinin parmakla gösterip imrentiler duyduğu konumlarda olacağız.Hele şu iki denizide bir birleştirelim hele kanalımız açılsın.Ne diyorlar,hariçten yine gazel okuyan bilmem ne oğlu bir şeyler diyorlar.Bir milyon meyve suyu bedavayamı gelmiş?meyve suyu değil Çin'den gelen gençlik iksiri.Ne rezil,ne karnı dar,ne aşağılık adamlar var ya.Artık ne ticari sır kaldı nede devlet sırrı ama biz her şeye rağmen her tür zorluğu yenip vatandaşımızı refaha kavuşturmayı bir borç bilip çalışmalarımıza canla başla devam edeceğiz çünkü biz "Yaratılanı severiz yaratandan ötürü".28/Şubat-2021 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...