Ülkemizde bir zamanlar yabancı ve yerli müzik rüzgarları eser bizler alışverişlerden öte ve alışveriş çılgınlıklarını bilmeyen o günkü dünyamızda bu güzel müziklerin rüzgarlarının esintileriyle mutlu musmutlu günler yaşardık.O yıllarda ülkemize gelen ve sempatik gülecen tavırlarıyla kalbimizde tahtlar kuran Anna Maria David'de "Neşeli Gençleriz Biz"adlı şarkısıyla bir pantolon bir gömlekle mutlu olunabileceğini,uzaklara gidilebileceğini,elemlerden uzak bir yaşam sürdürebilineceğini anlatmış bu şarkısıyla bizlere mutluluk fısıldamıştı.Bir yıldızın gökyüzünden kayıp gittiği gibi o yıllarımız uçup gidiverdi hayatlarımızdan.Düşüncelerimizde sadece sevmek daha fazla sevmek,çok sevmek,pek çok sevmek vardı.Bu sevmelere ne oldu,nerden çıktı bu gecemizde gündüzümüzde Ortadoğunun hiç bitmeyen terörü,cinayetleri,elleri silahlı kan içicileri?Nedir bu sokaklarda sadece hiç durmamacasına göz açıp kapamadan geçen araç çılgınlıkları,nerede bizim bir pantolon bir gömlekle genç erkeklerimizle,gençkızlarımızla dolaşıp doyamadığımız caddelerimiz?Güzel İstanbul'umuza tren garlarından yahut otogarlardan o heyecanlarla dolu gitme ihtiyacı düşüncelerini taşıyan yahut hissedenimiz varmı? Yok!!O güzel İstanbul'u sevmeyi,görmeyi,gitmeyi düşüncesini taşımayı bırak hani şöyle zorunlu olarak bir işi olupta gidenlerin bile binbir ah ve sitemkarlıklarla"Bir daha İstanbul'a gitmekmi?illahlah"diyenlerimiz çoğunlukta.Ah Güzel İstanbul'um ah,ahki ah.Benim güzel şehrim,benim güzel beldem.Ne yazıkki bende bu düşünceleri taşıyanlardan biriyim.Sana acımasızca hain eller hançerler vurdular,betonlarla tüm güzelliklerini kapatıp seni acımasızca katlettiler.Ne senin artık eskisi gibi Boğazların,sokakların,Emirganın,Peran Çamlıca tepelerin taze söğüt yaprakları niteliği taşır nede benim sana gelme korkularım biter.Sen anılarımda o güzelliklerinle yaşıyorsun güzel şehrim... Şerafettin Sorkun/Konya'dan
Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...
Yorumlar
Yorum Gönder